...Şuan odamda kucağımda laptop ile oturuyorum ve video falan izliyorum. Yapacak pek fazla bir şey bulamıyorum çoğu zaman. Aslında yapacak bir şey bulsam da sürekli bölüyorum bunu kendi kendime. İçimde öyle bir sevgi birikiyor ki, sabah kalktığımda başlıyor ve her saat kat kat artmaya devam ediyor. Akşama doğru kalbim alabildiğine şişiyor böyle içimde çiçekler böcekler oluyor. İçimden durmadan sevgimi haykırmak, onu mıncıklamak, ona kocaman kocaman sarılmak, koklamak öpmek yemek bitirmek hatta böyle sadece karşıma alıp bakmak, saatlerce uyurken onun karşısında oturup izlemek, sakallarına parmağımı sürtmek, parmaklarıyla oynamak ve daha yazdıkça aklıma gelen onlarca sevgi gösterisi pıtırcık ve iğrenç şeyler geliyor. IY ALLAHIM NE KADAR VICIK VICIK BİCİK BİCİK BİRİ HALİNE GELDİM BEN YA, NAPTIM DA BÖYLE OLDU??
Kendimden tiksiniyorum bazen ya kendi kendime kusucam, yazma çocuğa lanet planlarını sevgimle boğucam diye korkuyorum:(
İyi ki var, keşke burda olsa da bunu yazmak yerine onu mıncırsam..
30 Eylül 2017 Cumartesi
29 Eylül 2017 Cuma
22 Eylül 2017 Cuma
Yapma kızım
Kimseyi dış görünüşü yüzünden yargılamam veya kimsenin dış görünüşüne kötü bir yorum yapmam. Yalnız bu seneki Miss Turkey adayları kadar hem kendini beğenmiş, hem de hani kötü bir şey demek istemiyorum ama, eğer bu kadar egoist olabiliyorsanız sanırım ufak tefek bir şey dememde bir problem olmaz zira yersiz egoistlikten tiksinirim maalesef kızlar :d Hani artık belli ki ülkemizin güzel kızları bu yarışmaya başvurmaktan vazgeçmiş, başvuranlar arasından da öyle böyle sıyrılmışsınız, ama ne yalan söyleyeyim bir çok arkadaşım var sizden daha güzel. Yüzünüze asla bir şey demem zaten bu bir yüz yarışması değil ama en azından böyle bir yarışmaya katılıyorsanız, sıkı bir çalışma ayarlayın 1 sene önceden de genel manken standartlarına yaklaşmış olun yav, boş boş egoist tweetler kasıcağınıza, azcık popo, bacak falan çalışın.
Yazık ki ülkemizi bir zamanlar hem güzellikten bakamadığımız hem de bir o kadar alçak gönüllü Azra Akın temsil ederken, şimdi afedersiniz kendini bir bokum sanan ve dünya çapında ne yazık ki dereceye giremeyecek sizler ediyorsunuz. En azından biraz alçak gönüllü olsaydınız da ben de böyle sinirlenmeseydim :d Ama cidden kendini beğenmekten başka bir bok yapamayan kızlara ağır ayar oluyorum kusura bakmayın :d
Hadi kendini bu kadar sevmen güzel de, bari diğer insanlardan üstün görmeye kalkma, o zaman seni ezmekte bir sakınca görmüyorum hatta zevk alıyorum ben de:d
Yazık ki ülkemizi bir zamanlar hem güzellikten bakamadığımız hem de bir o kadar alçak gönüllü Azra Akın temsil ederken, şimdi afedersiniz kendini bir bokum sanan ve dünya çapında ne yazık ki dereceye giremeyecek sizler ediyorsunuz. En azından biraz alçak gönüllü olsaydınız da ben de böyle sinirlenmeseydim :d Ama cidden kendini beğenmekten başka bir bok yapamayan kızlara ağır ayar oluyorum kusura bakmayın :d
Hadi kendini bu kadar sevmen güzel de, bari diğer insanlardan üstün görmeye kalkma, o zaman seni ezmekte bir sakınca görmüyorum hatta zevk alıyorum ben de:d
Böyle tartıştıktan falan sonra ağlarken attığı şarkı, hele hele fotoğraf çok garip yapıyor beni ya. Böyle o suratını atınca nasıl böyle şeyler diyebiliyor bu pufirik diyorum. Bir de aynadan falan atıyor omuzları boynu kafası görünüyor, yiyesim geliyo ya gitseydi napardım diyorum. Onun attığı fotoğraflar falan mutlu ediyor beni, ben hep onlara bakıp mutlu oluyorum, bir zaman sonra onlara bakıp ağlamak istemiyorum. Çok seviyorum o tipini, kalbini. İyi ki var allahım nolur üzmiyim onu lütfen gitmesin bi yere, gitmesin::(
**
'' ...Bazen onu en yakın arkadaşlarından kıskanıyorum. Onlarla olan yakınlığını kıskanıyorum. Bunun dünyanın en saçma şeyi olduğunu biliyorum ama engel olamıyorum. Onlarla geçirdiği zamanı kıskanabilecek kadar bencilleşiyorum. Bu konuda kendimden nefret ediyorum. Birine bu kadar fazla değer verince, hayatındaki her şeye iyi gelen kişinin kendiniz olmasını istiyorsunuz, kendi yalnızlığınızı kimseye mal etmeye hakkınız yok. Sizin tek arkadaşınız da o olduğu için ondan aynı şeyi beklemeye hakkınız yok. Hatta evet kendime diyorum bunu yok böyle bir hakkın, onlarla konuşmak daha iyi geliyorsa onlarla konuşabilir rahat bırak, saçmalam. sen de kendine iyi bir arkadaş edin hepsi bu kadar. ''
İki saattir mal gibi aynı şeyleri okuyorum. Ben bir şeye üzülünce üç-dört gün etkisinden çıkamıyorum. Sakin kafayla açıp baştan aşağı o gün yazıştığım her şeyi okuyorum, kim haklı kim haksız tarafsız değerlendirmeye çalışıyorum.
Karşımda zaten problemleri olan, çoğu zaman üzgün biri olduğunun farkındayım ve gerçekten onunla beraber ben de üzülüyorum. Hem onun problemlerine üzülüyorum, hem de kendini kötü hissetmesine üzülüyorum. Ona yardımcı olamadığım için de üzülüyorum. Bunun dışında zaten üzüldüğüm başka şeyler de var onunla ilgili, benimle ilgili, bizimle ilgili. Ama bunlardan bahsetmemem gerektiğini de çok iyi biliyorum. Bunu asla kendime problem etmiyorum, ama ne kadar da olsa insan dışarıya belli etmediği üzüntüsünü bir şekilde ruh haline, konuşmasına ister istemez yansıtıyor. Bir şey yapasım kalmıyor, canım sıkılıyor. Yine de elimden geldiğince destekleyici konuşmaya çalışıyorum, en azından ben böyle yaptığımı düşünüyorum bilmiyorum.
Şu an dün yazdıklarımızı okurken, bana gün boyu garip olduğumu, belki takıldığım kişiler yüzünden falan böyle davranmaya başladığımızı söylediğini farkettim. Baktım okuldayken nasıl davranmışım ona diye, her zamanki gibi hep kullandığım emojilerimi, kalplerimi atmışım. Şişkom demişim deli demişim neyin var napıyorsun demişim çok normal konuşmuşum, ekstradan dün okuldayken ona bir kaç kere seni seviyorum çok falan da demişim bunun nesi garip ki? Evet yanımızda olan insanları anlatmışım etmişim, onun morali bozukmuş ama, sinirliyim bugün demiş peki demişim. Anlatmak istersen anlatabilirsin üzülme kıyamam demişim, halbu ki anlatsa içini dökse böyle olmayacak. Yahu ben üzülüyorum allahım, içinde yaşıyor olabilir bunları ama ben ona ortak olmak istiyorum sadece, bu şekilde beni kendinden uzak tuttuğunda gerçekten çok takılıyorum, kendimi ondan uzak hissediyorum bir şey de yapamıyorum.
Geçen günlerde anlatmak istemediği şeyleri üstelemicem diye söz verdiğim için üstelemek de istemiyorum. Aslında içimde bir şeyler olduğunu bilsem de yok bi'şey derse tamam deyip geçmeye çalışıyorum, kıyamam üzülme hiçbir şeye diyorum ne yapayım. Kendi duygularımı içime tıktığım için gün sonuna doğru ben de moral olarak geriliyorum biraz, eksilere düşüyorum. Tabii ki fark ediyor fakat sorduğunda ona çıkıp ''Gün içinde şu bu yaptığına üzüldüm, şuna buna takıldım'' gibi cümlelerle gidersem onu ekstra sıkacağımı, ve onun nazarında saçma olan problemleri ortaya atacağımı biliyorum, bunun tek yolu ''Yok bir şeyim deli, canım sıkılıyor'' demek. E yalan da değil çünkü canım sıkılıyor sadece.
Ona böyle davrandığımda da rahatsız oluyor biliyorum, fakat en azından bu konu eşelenmedikçe benim moralim iki üç konuşmada tekrar düzelebiliyor ve üstü kapanmış oluyor. Çoğu gece geç saat e kadar beklememin sebebi, oyunları bittiğinde daha sık ve hızlı bir şekilde konuşabiliyor olmamız, ben bundan hoşlanıyorum ve o saati bekliyorum, o zaman zaten ben normale dönüyorum, ben iki gülücük iki kalp ya da kendini bana açtığı herhangi iki üzgüncük kızgıncık da bile mutlu hissediyorum.
Bana tartışmak istemiyorum deyip duruyor, ben de istemem tabii ki. Her tartışmada aha şimdi bırakıp gidiyor düşüncesi yaşamak yeterince iğrenç. Fakat tartışmak istemiyorsak bunun 2 yolu var;
1- Ya alındığın, kızdığın, herhangi bir şekilde yanlış bulduğun bir şeyi, sakin bir dille olduğu an yazacaksın ve nedenini soracaksın. Ama doğru bir dille. Ve karşı taraf da bunu normal karşılayacak bu şekilde konuşup o an halledeceksiniz. Bu konuşmada suçlama yargılama olmayacak.
Sadece merak ettiğiniz şeyin ''nedenini'' sorucaksınız ve cevabınızı alıcaksınız. Çünkü insanın kafasını asıl kurcalayan soru, modunu düşüren şey asla karşı tarafa yöneltemediği NEDEN sorusudur ve cevabını alamadıkça da içinde o soruyu büyütür. Bence konuşmak en iyisi, hem de sizi birbirinizden uzaklaştırmaz, yabancı gibi hissettirmez ve paylaşmak herkese iyi gelir.
2- Eğer konuşmaktan hoşlanmıyorsan o zaman konuşulmayacak. Alındığın kızdığın bir şeyi içinde tutmasını biliceksin, eğer karşı tarafın ters tepki vereceğini düşünüyorsan. Fakat bu da iki kişinin arasında duvar gibi bir şey oluşturuyor bence ben hiç hoşlanmıyorum, ben hislerimi yazmaktan ve bildirmekten yanayımdır, bence bu samimi olan. Ama karşı tarafa saygım var, ve eğer ben onu bu konuda sıkıştırmıyorsam, o da beni bir şeyim yok dediğimde sıkıştırmamalı. Zaten kendime has bir problemim olsa ve bu problem onunla ilgili değilse ben her şekilde anlatırım. Anlatmadığım bir şey ise onunla ilgili bir şeydir ve o bu konuları konuşmak istemediği içindir...
Zorla sorup, daha sonrasında aldığınız cevaptan memnun olmayacak ve sinirlenecekseniz sormamanız en iyisi :/
Karşımda zaten problemleri olan, çoğu zaman üzgün biri olduğunun farkındayım ve gerçekten onunla beraber ben de üzülüyorum. Hem onun problemlerine üzülüyorum, hem de kendini kötü hissetmesine üzülüyorum. Ona yardımcı olamadığım için de üzülüyorum. Bunun dışında zaten üzüldüğüm başka şeyler de var onunla ilgili, benimle ilgili, bizimle ilgili. Ama bunlardan bahsetmemem gerektiğini de çok iyi biliyorum. Bunu asla kendime problem etmiyorum, ama ne kadar da olsa insan dışarıya belli etmediği üzüntüsünü bir şekilde ruh haline, konuşmasına ister istemez yansıtıyor. Bir şey yapasım kalmıyor, canım sıkılıyor. Yine de elimden geldiğince destekleyici konuşmaya çalışıyorum, en azından ben böyle yaptığımı düşünüyorum bilmiyorum.
Şu an dün yazdıklarımızı okurken, bana gün boyu garip olduğumu, belki takıldığım kişiler yüzünden falan böyle davranmaya başladığımızı söylediğini farkettim. Baktım okuldayken nasıl davranmışım ona diye, her zamanki gibi hep kullandığım emojilerimi, kalplerimi atmışım. Şişkom demişim deli demişim neyin var napıyorsun demişim çok normal konuşmuşum, ekstradan dün okuldayken ona bir kaç kere seni seviyorum çok falan da demişim bunun nesi garip ki? Evet yanımızda olan insanları anlatmışım etmişim, onun morali bozukmuş ama, sinirliyim bugün demiş peki demişim. Anlatmak istersen anlatabilirsin üzülme kıyamam demişim, halbu ki anlatsa içini dökse böyle olmayacak. Yahu ben üzülüyorum allahım, içinde yaşıyor olabilir bunları ama ben ona ortak olmak istiyorum sadece, bu şekilde beni kendinden uzak tuttuğunda gerçekten çok takılıyorum, kendimi ondan uzak hissediyorum bir şey de yapamıyorum.
Geçen günlerde anlatmak istemediği şeyleri üstelemicem diye söz verdiğim için üstelemek de istemiyorum. Aslında içimde bir şeyler olduğunu bilsem de yok bi'şey derse tamam deyip geçmeye çalışıyorum, kıyamam üzülme hiçbir şeye diyorum ne yapayım. Kendi duygularımı içime tıktığım için gün sonuna doğru ben de moral olarak geriliyorum biraz, eksilere düşüyorum. Tabii ki fark ediyor fakat sorduğunda ona çıkıp ''Gün içinde şu bu yaptığına üzüldüm, şuna buna takıldım'' gibi cümlelerle gidersem onu ekstra sıkacağımı, ve onun nazarında saçma olan problemleri ortaya atacağımı biliyorum, bunun tek yolu ''Yok bir şeyim deli, canım sıkılıyor'' demek. E yalan da değil çünkü canım sıkılıyor sadece.
Ona böyle davrandığımda da rahatsız oluyor biliyorum, fakat en azından bu konu eşelenmedikçe benim moralim iki üç konuşmada tekrar düzelebiliyor ve üstü kapanmış oluyor. Çoğu gece geç saat e kadar beklememin sebebi, oyunları bittiğinde daha sık ve hızlı bir şekilde konuşabiliyor olmamız, ben bundan hoşlanıyorum ve o saati bekliyorum, o zaman zaten ben normale dönüyorum, ben iki gülücük iki kalp ya da kendini bana açtığı herhangi iki üzgüncük kızgıncık da bile mutlu hissediyorum.
Bana tartışmak istemiyorum deyip duruyor, ben de istemem tabii ki. Her tartışmada aha şimdi bırakıp gidiyor düşüncesi yaşamak yeterince iğrenç. Fakat tartışmak istemiyorsak bunun 2 yolu var;
1- Ya alındığın, kızdığın, herhangi bir şekilde yanlış bulduğun bir şeyi, sakin bir dille olduğu an yazacaksın ve nedenini soracaksın. Ama doğru bir dille. Ve karşı taraf da bunu normal karşılayacak bu şekilde konuşup o an halledeceksiniz. Bu konuşmada suçlama yargılama olmayacak.
Sadece merak ettiğiniz şeyin ''nedenini'' sorucaksınız ve cevabınızı alıcaksınız. Çünkü insanın kafasını asıl kurcalayan soru, modunu düşüren şey asla karşı tarafa yöneltemediği NEDEN sorusudur ve cevabını alamadıkça da içinde o soruyu büyütür. Bence konuşmak en iyisi, hem de sizi birbirinizden uzaklaştırmaz, yabancı gibi hissettirmez ve paylaşmak herkese iyi gelir.
2- Eğer konuşmaktan hoşlanmıyorsan o zaman konuşulmayacak. Alındığın kızdığın bir şeyi içinde tutmasını biliceksin, eğer karşı tarafın ters tepki vereceğini düşünüyorsan. Fakat bu da iki kişinin arasında duvar gibi bir şey oluşturuyor bence ben hiç hoşlanmıyorum, ben hislerimi yazmaktan ve bildirmekten yanayımdır, bence bu samimi olan. Ama karşı tarafa saygım var, ve eğer ben onu bu konuda sıkıştırmıyorsam, o da beni bir şeyim yok dediğimde sıkıştırmamalı. Zaten kendime has bir problemim olsa ve bu problem onunla ilgili değilse ben her şekilde anlatırım. Anlatmadığım bir şey ise onunla ilgili bir şeydir ve o bu konuları konuşmak istemediği içindir...
Zorla sorup, daha sonrasında aldığınız cevaptan memnun olmayacak ve sinirlenecekseniz sormamanız en iyisi :/
21 Eylül 2017 Perşembe
Bunu ben seçmedim ki?
Hayatımda duyduğum en saçma şey "Git başkasına aşık ol ben ne yapayım?" ne diyebilirim bu söze ben!! Alışveriş mi yapıyorum seç beğen al mı bu? Neyin isyanı? Git başkasıyla mutlu ol.. Ben onunla mutlu olayım istiyorum, olamadığını gördükçe ve duydukça üzülüyorum ve sonunda bunu duyuyorum. Evet ilk defa kendime acıdım, acınası bir durum
20 Eylül 2017 Çarşamba
..
Çok çok çok çok çok çok çok ama çok mutsuzum, başkalarını geçtim kendimi bile mutlu edemiyorum artık. Hiç hevesim kalmadı bi'şeyler yapmaya
YA RA NA MI YO RUM
İnsanlara tahammül eşiğim -30, sana ise +200 falan ama yaranamıyorum.. Hayır ne diye illa katalizör kullanmaya meyil ediyosun bırak düşürme şu eşiği kaşınma işte 🤦🏻♀️
Ne diyor bu?
Netsizlikten hoşlanmıyorum. Biri siz bir şeyi sorduğunda ırın kırın edesiniz diye sormuyor. Sizin ırın kırınınızdan ne demek istediğinizi de anlamak kimsenin görevi değil. Ne diyor bu acaba diye düşünmek genel anlamda doğru sonuca ulaştırmıyor istediğiniz neyse olduğu gibi söyleyin zor değil. Bir soru açık uçlu değilse iki cevabı vardır: Evet ya da hayır.
Dolambaçlı cevaplarla akıl karıştırmayın, rica🐾
Dolambaçlı cevaplarla akıl karıştırmayın, rica🐾
19 Eylül 2017 Salı
Gn.
Her gece uyumadan önce fotoğraflarına sarılmak, her dakika düşündüğün yetmiyormuşcasına yarım saat hayal kurmak ve rüyada onunla olmayı dilemek:d Lütfen daha fazla romantik olmiyim bu kadarı bünyeme fazla🐷
Amin allahım sen konuyu biliyorsun❣️
Amin allahım sen konuyu biliyorsun❣️
Fazla Sevmeli
Hiç inanmazdım ki birine bu denli tutulayım, ne derse desin ağzının içine bakayım. Güzel hissettiriyor ne olursa olsun. Onun ne düşündüğü umrumda değil diyorum bazen, çoğu zaman da düşüncelerine kırılıyorum saatlerce. Beni en mutlu eden kişi de o, en çok üzen de. Ama biliyorum ki üzülmezsem, istediği gibi olmazsam onsuz kalıp daha çok üzülücem. Bunu kabul eden genelde benim ama kendimi acınası görmüyorum, banane kimene ben böyle iyi oluyorum o yanımda olsun şimdilik bu yeter bana. Ağzı laf yapan, kimseyi böyle sevemeden sallayanlar, eşitlikten bahsedenler umrumda değil hatta onlara orta parmak. Kendilerine daha çok önem verenler anlayamazlar, ben kendimi değersiz görüyorum demek değil bu yav benim değerim de o demek bu kadar basit. Ben onu tahmin ettiğimden, hayal edebileceğinizden çok daha fazla sevdim, seviyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)